Çocuklarınızı sağlıklı beslemeye çalışıyorsanız, çabanızı gereksiz görenler
tarafından dile getirilen eleştirilerden biri de "canım zorla satmıyorlar ya,
almazsın olur biter " şeklindedir. Dilim döndüğünce meselenin o
kadar basit olmadığını, çocukların zararlı gıdaları yeme isteğini tetikleyen
bir ağla çevrili olduklarını anlatmaya çalışırım. (Çocuklarımı zararlı
gıdalardan nasıl korumaya çalıştığımı daha önce şurada paylaşmıştım.)
Reklâmlar, halkla ilişkiler etkinlikleri, çizgi film kahramanlı tanıtımlar,
hatta marketlerde ürünlerin yerleştirilme şekli bile çocukların bu gıdalara
isteklerini tetiklemek amacına yöneliktir. Çocuğunuz bunları tüketmesin diye
çabalarken karşınızda sadece gıda şirketleri yoktur üstelik, Bu gıdaların
zararlarını bilmedikleri ya da umursamadıkları için çabanıza saygı duymayan
diğer ebeveynler, öğretmenler, dedeler, nineler, arkadaşlar da vardır abur
cubura alıştırma korosunda. Siz de benim gibi yapabildiğim her şey kârdır diye
düşünenlerdenseniz mücadelenizden vazgeçmez ve çocuklarınızı sağlıklı gıdalarla
besleme çabanızı sürdürürsünüz.
Sizlerle paylaştığım bu video da, dünyanın her yerinde bizler gibi düşünen
annelerin aynı mücadeleyi verdiğini gösteriyor. Blogda daha önce "Dünyayı beslemenin tek yolu endüstriyel tarım mı gerçekten?" isimli videosunu
paylaştığım gıda efsaneleri avcısı Anna Lappe, bu sefer sözde seçim hakkı
mitini masaya yatırıyor.
Gıda sektörünün çocukları hedef almak için hangi yöntemleri kullandığının anlatıldığı videoda çarpıcı istatistikler de var. Ortalama bir Amerikalı çocuk bir yılda 5000 (evet beş bin) gıda reklamı görüyor ve gençlere ve çocuklara yönelik gıda reklamlarına 2 milyar dolar harcanıyor. İnanılmaz rakamlar değil mi? Üstelik bu dev sektörün karşısında bizler gibi ebeveynlerin çocuklarımızın sağlığını koruma kararlılığımızdan başka bir gücümüz yok.
Gıda sektörünün çocukları hedef almak için hangi yöntemleri kullandığının anlatıldığı videoda çarpıcı istatistikler de var. Ortalama bir Amerikalı çocuk bir yılda 5000 (evet beş bin) gıda reklamı görüyor ve gençlere ve çocuklara yönelik gıda reklamlarına 2 milyar dolar harcanıyor. İnanılmaz rakamlar değil mi? Üstelik bu dev sektörün karşısında bizler gibi ebeveynlerin çocuklarımızın sağlığını koruma kararlılığımızdan başka bir gücümüz yok.
Türkiye’de çocuklara yönelik reklâmlara ne kadar para harcandığını
bilmiyorum ama televizyon izleme alışkanlığının yaygın olduğu bir gerçek.
Dolayısıyla izlemesin diye özel dikkat gösterilmiyorsa bizim çocuklarımız da
ABD'deki akranları kadar gıda reklâmına maruz kalıyorlardır.
Bu uzun girişten de anlaşılabileceği üzere bu konuda içim epey dolu. Çocukların
ve ailelerinin sağlıklı ve zararlı gıdalar arasında seçim yapma hakkı olduğunu
düşünüyorsanız, bu video meselenin o kadar basit olmadığını güzel bir biçimde açıklıyor .
Son bir not da her zaman olduğu gibi çeviri konusunda, dinleyerek çevirdim,
umarım bir hatam olmamıştır.
Keyifli seyirler.
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder