Adına bakıp bunu keyifli bir yazı
olarak düşünebilirsiniz ama baştan söyleyeyim öyle değil.
Çocukluğumun çoğu deniz kenarlarında
geçtiği için dondurmanın bende özel bir yeri vardır. Mersin’de babamın akşam
eve gelirken getirdiği Dondurmacı Halil paketlerini ya da İzmir’de sahilde
dolaşırken yediğimiz dondurmaların lezzetini hiç unutmam. Sahil yerleşimlerinin
hepsinin ünlü yerel dondurmacıları vardır, yaz akşamları önlerinde kuyruklar
oluşur.
19 Mayıs tatilini fırsat bilerek
çıktığımız Bodrum-Dalyan arasını kapsayan geniş Muğla gezimizde çocuklarıma da
bu keyfi yaşatabileceğimi düşünmüştüm. Bodrum’da kaldığımız pansiyonunun
sahibine nerede dondurma yiyebileceğimizi sorunca Bitez Dondurmacısını önerdi.
Epeyce yürümemiz gerekiyordu oraya ulaşmak için ama dert etmedik. Dolaşırken
fark ettik ki, Bodrum’un merkezinde dondurma adına bulabileceğiniz tek şey
büyük üreticilerin dondurma dolaplarıydı. Ambalajlı dondurmaların satıldığı bu
dolaplardan her köşede bir tane karşımıza çıkıyordu. Ama oraya özgü bir dondurmacıya
denk gelemedik.
Dalyan’da dolaşırken, açık dondurma
standları görünce sevindim. Sonra bu dolapların üzerinde o dev dondurma
markasının adını gördüm. Açık dondurma, bildiğimiz açık dondurma değildi
aslında. Ambalajlı dondurma dolaplarını adım başı yerleştirmek yetmiyordu
demek; açık dondurma pazarının da ele geçirilmesi gerekiyordu. Dolabın bir
köşesinde yazan marka adını görmeseniz, açık dondurma satın aldığınızı
düşünebilirsiniz. Ama aldığınız yan dolapta ambalajlı olarak satılan ürünün
farklı bir şekilde sunumundan başka bir şey değil. Üstelik ambalajlı ürünün
içeriğini okuma şansınız var, bunda öyle bir şey de yok.
Dalyan’da mutlaka yerel bir dondurmacı
olmalı diye düşünerek sormaya başladım. Sora sora bulduk. Cafe Dalyano’nun
sahibi ve işletmecisi Erdinç Bey, bizim dondurmalarımıza göre daha yumuşak ve
daha çabuk eriyen gelato adı verilen İtalyan dondurmasından yapıyormuş.
Biz aradığımızı bulmanın sevinciyle
dondurmamızı yedik ama üzücü gerçek ortadaydı: Ülkemizin popüler turistik ilçelerinden
birinde sadece bir tane yerel dondurmacı var. Başka kimse yok. Geri kalanların
hepsi aynı üreticinin ürünlerini satıyor.
“O
da dondurma, bu da dondurma.” diye düşünebilirsiniz. Aynı soğuk, şekerli tatlı
değil mi hepsi sonuçta?
Gerçek dondurma beş-altı malzemeden
yapılır. Ambalajlı dondurmanın içindekiler bölümünü hiç okudunuz mu? Ne şeker
bildiğimiz şekerdir, ne de süt. Bitkisel yağ (sanırım margarin türevlerini
kastediyorlar) kullanılarak yapılır, bunların üzerine bir sürü koruyucu madde
eklenir. Altı ay önceden hazırlanan ürünler, altı ay daha dayanır. Diğer
dondurmaların bir yıl süreyle dayanacağını düşünebilir misiniz?
Dondurma,
yerel tatların kayboluşunun birçok örneğinden biri. Şimdilik dayanan birkaç
üretici de belki bundan sonra işini sürdüremeyecek. Dev dondurma üreticileriyle
rekabet edemeyecekler. Sonra Foça’da, Dalyan’da, Bodrum’da, Mersin’de nerede
olursa olsun aynı dondurmayı yiyeceğiz. Aslında yediğimiz dondurma da
olmayacak, şeker ve yağın bilimin olanakları kullanılarak mükemmel bir şekilde
bir araya getirildiği endüstriyel bir ürünü satın alacağız dondurma diye. Tıpkı
dünyanın her yerinde tadı aynı hamburgeri, pizzayı, sandviçi yediğimiz gibi. Gıda
firmaları, bu tür yiyecek maddelerini güvenli ve hijyenik gıda diye pazarlamayı,
biz de onları almayı sürdüreceğiz.
Benim anlamadığım yemek kültürümüz
nasıl bir değişim geçirdi de, bir yıl dayanan dondurmanın, 14 yıl bozulmadan
kalan hamburgerin, bayatlamayan ekmeklerin güvenli gıda olduğunu düşünüyoruz?
Fast-food zincirlerinde süttozuna benzeyen bir karışımdan hazırlanan kremaları
hijyenik dondurma diye çocuklarımıza yediriyoruz ama yerel dondurmacılardan
almıyoruz ( çünkü hijyenik mi bilmiyoruz). Ve sonuç olarak çok azımız bu işte
bir yanlışlık olduğunu düşünüyoruz.
Birçok
kişi gibi benim için de seyahatin en keyifli yanlarından biri yeni tatları
denemektir. Bir yere ait yemekleri tanımak, hepsini sevmeseniz bile denemek,
tatmak bir keyiftir. Ama gidişata bakılırsa bu giderek zorlaşacak. Çünkü büyük
gıda üreticileri bizlere aynı formülle üretilmiş “güvenli ve hijyenik” yiyecekleri,
üstelik çok uygun fiyatlara dünyanın neresine gidersek gidelim sağlayabilecek.
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder