6 Şubat 2014 Perşembe

Gıdanın Arkasındaki Bilim



         Aşağıdaki video, Kanada CBS televizyonunun 6 Mart 2013 tarihinde yayınlanan bir haberi. Habere, Michael Moss’un kitabıyla ilgili internet araması yaparken denk geldim. Videoda gıda araştırmalarında bilimin nasıl kullanıldığı çarpıcı bir şekilde anlatılıyor. Ve bunu büyük bir gizlilik içinde yapıyorlar. Aslında bizlere gıda diye sundukları şeyler, tasarlanmış mühendislik ürünleri.









      Michael Moss’un Tuz, Şeker, Yağ isimli kitabı temel alınarak hazırlanan haberde gıda endüstrisinin insanların beğenisini yönlendirmek ve satışları artırmak için bilimden nasıl yararlandığı açıklanıyor. Gıda sektörünün bilimsel araştırmalarının temel hedefi, üretim maliyetini minimuma indirirken, satışları artırmak. Bunu da kapsamlı bilimsel araştırmaların sonucu olan aroma vericiler, tat güçlendiriciler gibi kimyasal katkılarla yapıyorlar. Sonuçta ortaya çıkan şey tam anlamıyla bir mühendislik ürünü. İçinde gerçek peynir bulunmayan bir bisküviyi yiyerek peynir tadı almamızı hedefliyorlar. 

Yeme bağımlılığı, küresel obezite salgınıyla birlikte son dönemin sağlık tartışmalarında sık yer bulan bir konu başlığı. Blogda daha önce bu konuyla ilgili iki yazı paylaştım. (Yemek Bağımlılığının 5 Önemli İşareti, İnsanlar Yiyeceğe Gerçekten Bağımlı Olabilir mi?

Kimileri yemek bağımlılığının iradesine hâkim olamayan insanlar tarafından durumlarını meşrulaştırmak için kullanılan bir tür savunma olduğunu düşünebilir; ancak giderek daha çok sayıda bilim insanı şişmanlık salgınının asıl nedeninin, metabolizmamızın kötü gıdalarla bozulması olduğunu söylüyor. (Obezitenin Nedeni Düşündüğünüz Şey Değil başlıklı videoda Dr. Robert Lustig bu konuyu detaylı açıklıyor.)

Biz gıdayı doymak ve beslenmek için alıyoruz. En azından öyle olması gerektiğini düşünüyoruz. Ama işlenmiş gıdalar bizi beslemediği gibi doyurmuyor da. Çünkü daha çok yeme isteği yaratacak şekilde tasarlanıyorlar. İçinde gerçek gıda yerine aromalar, kıvam ve tat artırıcılar olan gıdaların besin değeri konusunda da ciddi şüpheler var. Kimyasal koruyucu ve katkıların zararlarıyla ilgili her gün yeni bir bilgi yayınlanıyor neredeyse. 

Sağlığımızın kontrolünü elimize almak, çocuklarımıza iyi bir beslenme alışkanlığı kazandırmak için hazır gıdalardan uzak durmak en doğru yol gibi görünüyor. Gerçek gıda, gerçek malzemeyle yapılır; o malzemenin esansıyla, aromasıyla değil. 

Evde yapılan kekle, endüstri ürünü olan kekin aynı olduğunu düşünmüyorum. Evde yapılan kekin dayanma süresi bellidir, en fazla bir hafta bekletebilirsiniz. Ama ambalajlı kekin dayanma süresinin bundan çok daha fazla olduğuna eminim. (Biz ekmek deneyi yapmıştık ve bazı ekmeklerin bozulmadığını görmüştük.)

Bu arada son olarak, habere konu olan kitabın yazarı Michael Moss’a değinmemek olmaz. Michael Moss, ödüllü bir gazeteci ve yazar. Geçen sene yayınlanan Tuz, Şeker, Yağ isimli kitabı büyük ilgi görüyor. Moss, gıda endüstrisinin temel direklerini bu üç malzemenin oluşturduğunu ve endüstrinin bütün çabasının her ürün için bu üç bileşenin sihirli kombinasyonuna ulaşarak karşı konulmaz yiyecekler tasarlamak olduğunu söylüyor.

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder